Cavendish deneyi ve Newtonculuk tarikatı
- Cavendish deneyi sadece bir deney değil; bir çok konulara açılan kapıları var.
- Cavendish bu deneyi dünyanın yoğunluğunu hesaplamak için yapıyor.
- Fakat, "dünyanın yoğunluğu" diye bir şeyin matematik olarak bir anlamı yoktur çünkü böyle bir nicelik olamaz. Yani Cavendish dünyanın yoğunluğunu değil, ancak dünyanın ortalama yoğunluğunu hesaplayabilir.
- Dünya bir su küresi gibi, veya, bir kurşun gülle gibi tekdüze (üniform) yoğunluğu olan bir bütünlük değildir. Dünya, bildiğimiz bütün yoğunluk değerlerinin olduğu bir bütünlüktür, tek bir sayı ile ifade edilecek bir yoğunluk değeri yoktur.
- Ayrıca, Cavendish sadece "katı dünya" denen dünya küresinin çok küçük bir bölümünün ortalama yoğunluğunu hesaplamış oluyor. Bu insan merkezci bir tavırdır.
- Cavendish dünyayı, insanların yaşadığı yoğunluk düzleminde başlayan bir küre olarak tanımlıyor, yani bu kürenin yüzeyini insanların yaşadığı yüzey ile kısıtlıyor. Halbuki dünyanın atmosferi var, atmosferden sonra radyasyon kuşakları var… bu bölgeleri hesaba katmadan dünyanın yoğunluğunu hesaplamanın bir anlamı olamaz.
- Ayrıca, Cavendish'in kullandığı yoğunluk tanımı sadece tekdüze yoğunluklar için geçerlidir:
- Bu formül ancak tekdüze yoğunluğu olan bir bütünlük için geçerlidir, yoksa,
dememiz gerekir.
- Yani, dünyanın yoğunluğu, Cavendish'in bulduğu gibi, suyun yoğunluğunun 5.5 katı ise, dünyanın yoğunluğu demirin yoğunluğuna (7.8) yakın olacaktır. Ama etrafımıza baktığımızda dünyayı demir yoğunluğuna yakın bir yoğunlukta görmüyoruz, her yer su dolu! Bu sebepten, Newtoncu bilim insanları dünyanın merkezinde demir yoğunluğu olduğunu ileri sürmüşlerdir. Olabilir. Ama zaten, dünyanın yoğunluğunun, Kepler Kuralına göre, merkeze yaklaştıkça artması gerekir. Ama bunun hesabını tam olarak yapamadım henüz.
- Yoğunluk konusundan sonra bir de Newtoncu çekim gücü konusu var. Cavendish dünyanın yoğunluğunu Newtoncu çekim gücünü ölçerek hesaplıyor. Yani Cavendish'e göre, sarkacın kolu doğal dönemi ile salınırken, Newtoncu çekim gücü araya giriyor ve kolu doğal pozisyonundan oynatıyor. Cavendish Newtoncu çekim gücünün sebep olduğu bu hareketi ölçerek dünyanın yoğunluğunu hesaplıyor. Sarkaç kolunu uzaktan ve temas etmeden oynatan mucizevi bir güç bu.
- Cavendish, 158 kiloluk kurşun gülleleri sarkaca asılı topların yakınına getirince sarkaç kolu bu gülleler tarafından çekiliyor ve hareketi değişiyor. Sarkaç kolunun iki uç noktasından hesaplanan orta noktası çekim gücünü uygulayan güllelere doğru kayıyor. Bu çok küçük bir açı, yarım dereceden daha az. Ve Newtoncu çekim gücü doktrini Cavendish'in sadece 17 deneyde ölçtüğünü söylediği bu miniskül açı üzerine kurulmuş. (Gerçekten sarkaç kolunun böyle bir hareketi var mı? Bunu anlamak için deneyi tekrarlamak istiyoruz.)
- Cavendish deneyinin temelinde Newtoncu çekim gücü olduğuna göre, Cavendish deneyini anlamak için, Newtoncu çekim gücünü anlamamız gerekiyor. Newtoncu çekim gücü olmasa ve sarkaç kolunu oynatmasa, Cavendish bu deneyle dünyanın yoğunluğunu hesaplayamazdı.
- Cavendish bu deneyi Newtoncu çekim gücünü test etmek için yapmıyor; Cavendish çekim gücünü varsayıyor. Bu gücün varolduğundan şüphesi yok, sadece çok zayıf bir güç olduğu için ölçülmesinin zor olduğunu söylüyor. Biz de Cavendish deneyini aslına uygun olarak tekrarlayarak, Cavendish'in sarkacının Newtoncu çekim gücü tarafından oynatılıp oynatılmadığını göreceğiz.
- Bence Cavendish Newtoncu çekim gücü diye bir şeyi ölçemez çünkü bu güç doğaüstü bir etken olarak tanımlanmıştır. Bu güç doğaüstü olduğu için Newton'un yörünge hesapları doğru çıkmaktadır! Böyle saçma bir durum var ortada. Newton'un tanımladığı bu çekim gücünün doğaüstü olduğu gizli değildir. Newton kendisi bu tanımladığı gücün doğaüstü nitelikleri olduğunu kabul etmiştir. Newton'un çağdaşları, Newton'u kadim mekanik bilimine hiç de mekanik olmayan, yani uzaktan temas olmadan etki edebilen ve mesafeleri zaman geçmeden katedibilen okült bir şeyi sokmakla suçlamışlardır. Ama çok güçlü bir otoritesi olan Newton bu eleştirileri çocukca bir cevap ile yok saymıştır. Newton, mealen şöyle demiştir: "Ben bu gücü kullanarak gezegenlerin yörüngelerini hesapladım öyleyse bu güç vardır. Zaman geçmeden ve temas olmadan, uzaktan cisimleri hareket ettirebilen bu güç doğaüstü ve okült olabilir ama ben yörüngeleri bu gücü kullanarak doğru olarak hesapladığıma göre bu güç var olmalıdır. Bu güç vardır ama çok zayıf olduğu için biz ölçemiyoruz ve nasıl çalıştığını da bilmiyoruz."
- Tarikat kurucu Newton'un otoritesi o kadar güçlüydü ki, kimse de çıkıp, "Sir İsaac, iyi dedin de, bu tanımladığın güç doğaüstü ise bu dünyada ancak bir mucize olarak var olabilir, o zaman da bu güç bir dine ait bir mucize olurdu, fizik veya mekanik bilimlerine ait olmazdı" diyememiş. Kimse Newton'a "sen yalan söylüyorsun, bu güç dediğin şey absürd, okült ve doğaüstü olduğuna göre sen yörüngeleri bu güçle hesaplamadın" diyememiş. Newton gibi, "olmayan bir şeyin nasıl çalıştığını bilmiyoruz" diyerek o şeyin var olduğunu ispatlayamayız. Newton'un yaptığı şarlatanlıktır.
- Newton'un kitabı internette var, herkes açıp okuyabilir. Newton'un matematiği de hiç zor değildir, bugün ilkokulda öğrendiğimiz aritmetik seviyesindedir, çünkü Newton karmaşık fizik denklemleri ve derin matematik yöntemleri kullanmaz, sadece oran ve orantılar kullanır. Orantılar da matematiğin en temel ve en basit yapı taşlarıdır, doğa orantılarla çalışır, fizik denklemleri ile değil. (Bazı fizik denklemleri orantıdır, ama çoğu değildir, fizik büyük ölçüde "etiket mekaniğidir."
- Newton'un kitabını açıp bakınca görüyoruz ki, Newton kendi uydurduğu çekim gücünü değil Kepler Kuralını kullanıyor. Newton Kepler Kuralının terimlerine kendi Newton markalı etiketlerini yapıştırmış; önce bu etiketler ile bize bir çekim masalı anlatıyor sonra yazdığı bütün Newtoncu marka terimleri eleyip Kepler Kuralı ile yani sadece yörüngenin yarıçapını ve dönemini kullanarak yörüngeleri hesaplıyor. Bu kadar basit bir hırsızlığı ve şarlatanlığı Newton bütün dünyaya kendi buluşu diye satmayı başarmış. Newton'dan sonra gelen Newton tarikatının müritleri de Newton'un yalanlarını devam ettirmişler ve bu yalanları "Newtoncu Mekanik" adı altında kurumsallaştırmışlar.
- Avrupa'da okulcu doktorların bilgi üzerinde olan tekeli hiçbir zaman bitmemiştir. Hepimiz Aristocu okulcu doktarların sahtekarlıklarını biliyoruz. Newtoncuların yazdığı bilim tarihinde, Tanrı Newton'u yaratır ve bilim ışığını saçması için insanların arasına bir Mekanik Peygamberi olarak yollar. Böylece, Newton'un bilimsel ışığı sahtekar okulcu Aristocu doktorları yeryüzünden siler ve gerçek Newtoncu bilim adamları dünyaya egemen olur. Ne güzel bir masal! Kazananların yazdığı sahte tarih böyle olur işte. Her tarafı yalan. Newton Avrupa okulculuğunda bir bilimsel devrim değil, okulculuk kurumu içinde bir darbe yapmıştır. Aristo tarikatını yıkıp Newton tarikatını kurmuştur. Aristocu okulcu doktorlar Newtoncu okulcu doktorlar olmuşlardır. Aristonun müritleri Newtonun müritleri olmuşlardır.
- Yani Avrupa'da Ortaçağ karanlıkları hâlâ devam etmektedir çünkü Newton tarikatına mensup profesyonel okulcu doktorlar Newton'un çekim doktrinini insanlığa dayatarak gerçeği gizlemektedir.
- Newton'un çekim gücünün bu dünyada olmayan saçma bir şey olduğunu anlayan tek fizikçi Einstein'dı. Çünkü Einstein Newtoncu çekim gücünü fizikten atıp yerine, içinde çekim gücü olmayan bir gravitasyon teorisi yaratmaya çalıştı. Ama başarılı olamadı. Newtoncu güç hala fizikte var. Tam aksi oldu, Newtoncu tarikatçılar, Einstein'in içinde çekim olmayan Genel Görecelik kuralı denklemlerinin tam ortasına "Newton'un Evrensel Çekim Sabiti" bayrağını sapladılar ve Einstein'ı da Newtoncu tarikatına katmayı başardılar. Hâlâ bu Newtoncu tarikatın karanlık gücünden şüphe ediyor musunuz?